Portreler/ Bir Kurtuluş Savaşı Gazisi

Mehmet Özer...

Mehmet Özer bir Kurtuluş Savaşı gazisidir ve benim tanıdığım en "müstesna" insan olan kayınpederimin babasıdır...
Ben hiç görmedim onu, eşim Nesrin'le tanışmamdan yıllar önce göçüp gittiğinden...
Konya'nın Hadim ilçesindeki, Koca Ahmadlar Sülalesi'nin en iri yarı, en heybetli temsilcilerinden biri.
Sarışın, uzun , bir hayli yapılı ve çakır yeşil gözlü, kızıl saçlı bir adam.
Yörüklere özgü temel karekteristiklerin hepsini taşırmış aynı zamanda.
Daha henüz 16 yaşındayken katılır Mustafa Kemal'in Ordusu'na ve "Kemal'in" askeri olur.

Ardından yaşı da küçük olduğundan ,"Kemal'in Askerleri" alırlar "Onu", 30 Ağustos Büyük Taarruzu'nda, düşmanı kovalayan birlikleri takip eden, artçı kuvvetlerin arasına koyarlar.

Konya Ovası'nın Doğu'sundan, İzmir'e kadar on gün boyunca koşarak ve savaşarak takip ederler düşmanı.

İzmir'i alan askerlerin içindedir Mehmet Özer.

Mustafa Kemal'i görür; arabasının içinden selamlar onları Mustafa Kemal Afyon dolaylarında.
Yanında komutanlar vardır, paşalar vardır onun.

"Kocamaaan bir adamdı" demiş Mustafa Kemal için.

Oysa kendisi zaten Koca Ahmad'ın oğludur ve dalyan gibi delikanlıdır. Mustafa Kemal'in ise boyunu biliriz hepimiz; hepimizin malumudur!

"Kocaman bir adamdı" demiş, kendi ve kalbi büyük ama yaşı henüz 16 olan, Mustafa Kemal'in henüz çocukluktan çıkan askeri Mehmet!

Oğlumuzun adını da Mehmet koyduk. Tüm şehit ve Gazi Mehmetçikleri yadetmek için koyduk Mehmet adını. Onlara olan vefa borcumuz için koyduk Mehmet adını.

Madalyası da, ailenin tek erkek çocuğu bizim oğlumuz olduğu için, "beratı" ile birlikte salonumuzda asılıdır.

Ölene değin bu "Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası'nı yakasında taşımış Mehmet dedemiz.
Hatta tren, madalya sahiplerine ücretsiz olduğu için, bir gün boyunca Ceyhan'da istasyonda beklemiş .

Parası olmadığından değil, madalyasıyla övündüğü için!

Bu madalya bizim sahip olduğumuz en değerli varlığımızdır.

Oğlum evlendikten sonra onun evine gidecek madalya ve oradan da Mehmet'in oğlunun veya kızının evine.

İki gün önce 10 Mehmetçik şehit oldu.

Bizim Mehmetçik dedelerimiz, bu çocuklar 90 yıl sonra şehit olsunlar diye mi düşmanı kovdular Türkiye'mizden?

Yoksa güzel, özgür ve bağımsız bir ülkede barış içinde yaşasınlar diye mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...