Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PARTİ VE DEVRİM

Resim
Tarih:  2015-07-23 12:01:20 "Sosyalist Devrim ve Milli Demokratik Devrim arasındaki farklar ve daha önemlisi her bir devrim için gerekli zemin bugün yeterince bilinmediğinden, gençlerde “sosyalizm” vurgusu gönülleri okşuyor. Meseleyi ileride bu açıdan da tartışmak yerinde olacaktır."  Kubilay Kızıldenizli / Teori Dergisi Yazı Kurulu Üyesi Maalesef cihazım kaydetmediği için Aydınlık’ta yayımlayamadığım bir söyleşide, “sosyalist” solun önemli önderlerinden biri “Merkez ülkelerde yapılacak devrim (zayıflayacakları için) bizim gibi ülkeleri olumlu etkileyecektir” anlamına gelen sözler söylemişti. Bu acınacak bir durumdur, çünkü hâlâ Fransa gibi ülkelerde olacak “devrimi” ülkemizde bekleyenler ve yarar umanlar var. Sosyalist Devrim ve Milli Demokratik Devrim arasındaki farklar ve daha önemlisi her bir devrim için gerekli zemin bugün yeterince bilinmediğinden, gençlerde “sosyalizm” vurgusu gönülleri okşuyor. Meseleyi ileride bu açıdan da tartışmak yerinde olacaktır. Aydınlık’ta kon

920'nin 16 Mart'ı...

Resim
“920’nin 16 Martı” diye başlar Nazım Hikmet’in ünlü dizeleri.  Kubilay Kızıldenizli Teori Dergisi Yazı Kurulu Üyesi İşgalci İngiliz askerleri, 16 Mart 1020 sabahı Veznecilerdeki Karakolu sabah 05:45 dolaylarında basar, uykudaki askerleri katleder. Çatışma sonucunda iki İngiliz askeri de öldürülür.  Bu şehitlerimiz,Türkiye’nin verdiği ilk şehitler değildir kuşkusuz ama yabancı bir işgal kuvvetinin bizzat rol alması açısından, üstelik İstanbul’da, devletin yönetim merkezi olan Topkapı ve Dolmabahçe gibi saraylara birkaç km uzaklıktaki bir askeri karakolda, ilk kez Türkiye’nin askerleri katledilmiştir. Böyle bir şey olur mu? Yabancı bir devlet kuvveti, egemen bir ülkenin askeri merkezini basar ve uykudaki askerlerini katleder mi? Yanıtını yukarıda zaten okudunuz. Emperyalistlerden iyi niyet ve nezaket beklemek, şartların eşit olmadığı koşullarda “karşılıklı çıkar” gereği aynı yatakta uyuma isteği, ancak cariye- kral ilişkisi temelinde mümkündür. Karşılığında en fazla birkaç tane fıstık al

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

Resim
Adana’nın Kurtuluşu 5 Ocak 1922’dir. Ancak Adana’nın Fransız işgalinden kurtuluşunu sadece Adanalı Kuvayı Milliyecilere bağlamak doğru değildir. Aslında 5 Ocak 1922, tüm Çukurova’nın emperyalist Fransız işgalinden kurtuluşunu simgeler. Bu süreç Dörtyol’da, Kozan’da ve tüm Çukurova’da Fransızlara karşı yapılan “çete” savaşıyla başlar ve Sakarya Meydan Savaşı’nın kazanılmasıyla Fransızların direncini tamamen kırar. Tüm Anadolu’da düşmanı bozguna uğratan mermilerin ilki Çukurova’da sıkılmıştır. Bu satırların yazarı da buna inanıyor. Bu konuda gerek İzmir’de Hasan Tahsin’in gerekse de Balkesir’de 15 Mayıs 1918’de ilk kurşunun atıldığına ilişkin tezler de vardır. Burada önemli olan Anadolu’da düşmanla yapılan savaşta kuvvetler arasındaki tatlı yarıştır. Türkiye’nin Güney’i ve Doğu’su, Batı’sından daha önce uyanmıştır. Dörtyol’da örgütlü bir şekilde atılan kurşunlar bunu işaret eder. Dörtyol’u Fransız üniformaları içinde işgal eden Ermenilerin yaptıkları zulme daha fazla katlan