Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vedalaşma Zamanı

Allah'a Ismarladık Baba! 25 ağustos 1995'te sabah saatlerinde seni kaybettik ya , üzerinden tam 18 yıl geçmiş. Sana sorsam dersin ki şimdi "amaaaaan, ben öldükten sonra ne önemi var zamanın!" Haklısın. Zaman senin için o an durdu; ama bize de hak ver, "zamanın içinden hala geçip gitmekteyiz ve bir hayli de sürsün bu durum" demekteyiz. Dün düşündüm, sadece bir kaç kez gördüm seni rüyamda bu 18 yıl içinde ve hiçbiri de gerçekçi değildi. Zaten nasıl gerçek gibi olabilirdi, değil mi ama? Sen kanlı canlı, bağırıp çağıran, çalışkan ve seven bir babaydın. Benim babamdın. 1985 yılında, ben senden habersiz öğrenci derneği başkanlığı yaparken "senin oğlun terörist olmuş" lafını duyduğunda 70 yaşına merdiven dayamışken, telaşla ve korkuyla taaa Adana'dan kalkıp İzmir'e yanıma gelmeni anımsıyorum. Hatta evdeki kitaplarımı görme diye "baba arkadaşlar evi bir toplasınlar sen ev sahibim Ali Amcayla bir sohbet et" dediğimde anladığın

“Ey Güzel Ülkem Nereye Götürüyorlar Seni?”

Son bir ayın önemli olaylarını sıralayalım; CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yapılan videolu operasyon. Yapan da yaptıran da bilinmiyor(!) Eğer ABD-Fettullah- AKP üçlüsü yaptırdıysa, ellerinde patladığı açık. Bu aynı zamanda Türkiye’ye karşı ABD destekli Süper-Nato-Kontrgerilla tertiplerin de en önemlisiydi. Hemen ardından Zonguldak’ta grizu felaketi geldi... Otuz işçi şehit oldu, ikisinin bedenlerine hala ulaşılamadı. Brezilya- Türkiye- İran arasında imzalanan “Uranyum Takası Anlaşması” gündemimize düşüverdi. Biz bu anlaşmanın İran’a yönelik olası ABD operasyonunun önünü keseceğini veya geciktireceğini düşünürken, başka iki olay aynı gün Türkiye gündeminin ana konusu oldu. İlki, ikincisi tarafından hızla unutturuldu. İskenderun’da Deniz Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı birlik, ustaca atılmış bir roket tarafından bombalandı, altı askerimiz şehit oldu. Türkiye bu haberi daha duyamadan, Mavi Marmara isimli yardım gemisine İsrailli Deniz Komandoları tarafından gece ya

Şahap ve Leyla

Resim
Herhangi iki isim sandınız değil mi Şahap ve Leyla'yı? Değil! Veya Irak veya Filistin' de Amerikan veya İsrail ateşi altında öldürülmüş iki çocuk veya iki aşık mesela... Vallahi değil! Şahap ve Leyla bizim beş yıllık komşularımız. Mevsimlik komşularımız. Şimdi elbete yazlık ev komşumuz sandınız büyük olasılıkla ama  değil. Şahap ve Leyla bizim güzel İstanbul' da, Acıbadem' deki evimizin komşuları ama aynı apartmanda bile oturmuyoruz. Onlar balkonumuza beş metre uzaktaki gösterişli bir evde oturuyorlar. Gösterişli kocaaamaaan bir "iğne yapraklı çam ağacında"... *** Her yıl baharla birlikte yuvalarını yeniden yapan karga dostlarımız onlar. Aslında benim arkadaşım Şahap'tır ve onunla çok derin muhabbetlerimiz olmuştur, Türkiye'mizin geleceği konusunda, kubilaykizildenizli.blogspot.com adresinde "Karga Şahap'la Söyleşiler" başlığı altında yayınlamıştım. Ama bu kez sohbet falan değil, bizzat Şahap ve Leyla'yı yazacağım. ***