Kayıtlar

Kasım, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altı Harflik Sihirli Sözcük

Şu anda Fransız yazar Alain Bosqut’ le görüşmeler alt başlığıyla “Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor” isimli bir kitap okuyorum. Tamamı yüz seksen sekiz sayfa ve şu ana 173. sayfasındayım. Dün başladım, birazdan bitecek. Avrupalı yazarların çoğu gibi “sanat sanat için yapılır” anlayışının günümüz dünyasına evrilmiş bir hali olan, ” ben mesaj verme kaygısı içermem, insanlar kendi düşsel dünyalarını benimkilerle özdeşleştirirse, bu bana yeter” diyor Bosquet. Hatta zaman, zaman kibar "Avrupalı” diliyle sorularının içinde Yaşar Kemal’ i bazı fikirlere “angaje” olmakla eleştiriyor. Ben bu yazarı tanımam, maalesef herhangi bir kitabını da okumuş değilim. Ama Balkan kökenli ve Fransız edebiyatında iyi bir yere sahip, iyi bir söz ustası olduğunu biliyorum. Zaten yapmaya çalışacağım şey yazarlığını eleştirmek değil ve sadece bu konudaki görüşleri hakkındaki fikirlerimi söylemekle sınırlı. Yaşar Kemal ise Bosquet’ in tersine bundan gurur duyarak “sosyalist” fikirlere “angaje” olmuş bir yazar ola

Kuzey'de bir Güneyli

Resim
Venezüella, Bolivya, Küba, Çin, Güneylilerdir... Güney'in namuslu halklarının ülkeleridirler! Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Almanya, İngiltere... Güneylilerin kaynaklarını emerler! Kuzeylidirler! Türkiye! Kuzey'de bir Güneyli! Güney'in Kuzey'deki ön cephesi! . .

YENİ BÖLÜNMÜŞ HUPRİLBİF-K DEVLETİ veya The New Separated States of Huprilbif-K"

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan "Etnik Sayım Yapılsın, bu müthiş sonuçlar sağlar!" dedi. Ve ekledi "Kim ne kadarsa çıksın ortaya!" Bu arada, Tunceli’nin adının `Dersim’, Diyarbakır’ın “Amed”, Şanlıurfa’nın “Rıha”, Batman’ın ise “Elih” olarak değişsin önerilerini de, diğer DTP milletvekilleri Şanlıurfaya gelerek yaptılar. Ben de İzmir'in Smyrna'ya, İstanbul'un Konstantinopolis'e, Ankara'nın Ankcyra, Engürü veya Engüriye'ye (artık hangisini beğenirseniz!), Adana'nın Adanus'a, Aydın'ın Tralles'e.... Suriye Kralı ikinci Antiokos tarafından kurulan ve karısının ismini verdiği Denizli' nin adının Laodikea'ya dönüştürülmesi ve bütün Türk ismini çağrıştıran diğer şehir isimlerinin de tarihsel köklerine kadar inilmesini ve bu adların konulmasını öneriyorum. Hurriler döneminde başkent olan Van'ın , o dönemdeki adı Tuşba'ya dönüştürülmesi ise ayrıca önemlidir.Ne de olsa Tuşba başkent adıydı, Cumhuriy

Karga Şahap Geldi!

Resim
Ve dedi ki! "İşiniz Zor!" "Hayrola, ne oldu ki?" dedim... Daha ne olsun ki, katillerin kahraman gibi karşılandığı, Kahraman annelerinin üzüldüğü, Mecliste ülkenizin bayrağını açanların gözaltına alındığı, Memurun amirini dinlettiği, Yargı kurumlarınızın yürütme yöneticileri tarafından "teknik takibe alındığı ve yargı bağımsızlığının kalmadığı" Başbakanınızın sanki "yabancı" bir ülkedeymiş gibi "ülkenin her yerinde milletvekilimiz var" diyerek övündüğü, Ülkenizin bir bölümünde "Belediyeler Birliği" kurularak, fiilen devlet içinde bölenlerin örgütlendiği, ........... Dedi işte, daha bir çok şey daha dedi... Arkadaşlıktan dostluktan da konuştuk elbet ve bu bizim ortak paydamız zaten... Ve dedim ki ben de yanıt olarak; Bak Şahap Karga dostum, Haklısın kardeşim benim, şu anda en az yüz yaşındasın ve bizim 1915-1923 yıllarını gayet iyi bilirsin. Ama istanbul'dan hiiiç çıkmadıyssan o başka! Ama en azından Boğaz'daki ve Mar

Niye Bu Aşağılık Kompleksi?

Resim
Avrupa Kentiymiş! Çok gezenler bilirler. Ülkemizde bazı belediyeler bir övünç kaynağıymışçasına şehir girişlerine "Avrupa Kentidir" levhaları dikiyorlar. Levhanın en tepesine ise bir Avrupa Birliği bayrağını eklemeyi de unutmuyorlar. "Kentimiz Bir Avrupa Kentidir" Yok yaaaa! Biz coğafya mı bilmiyoruz yoksa bu levhaları asanlar Anadolu kentlerinde yaşamaktan mı utanıyorlar? Ne oldu Türk olmaktan duyulan gururunuza beyler? Ne oldu Asya'nın o derin uygarlık birikimine sahip olması gereken şehircilik anlayışınıza? Kentimiz Bir Avrupa Kentiymiş! Halt etmişsiniz siz sayın belediye başkanları! Bu kentler sapına değin Anadolu'nun kentleridir ve biz de bu şehirlerde yaşamaktan gurur duymaktayız! Çıkarın atın o levhaları şehir giriş çıkışlarından! Atın kafanızdan Avrupalı olmayı çünkü bizler, Avrupalı olmaktan daha çok övüneceğimiz özellikleri olan bir ulusuz. Kentimiz Bir Avrupa Kentiymiş! Hadi oradan !

Hoş geldin Ali'm !

Resim
Ali, Ne kadar uzun süre oldu görüşmeyeli, anımsıyor musun? En son 1979 yılının bahar ayıydı değil mi? Mayıs gibiydi veya haziran yoksa eylül müydü? İnan anımsamıyorum. Bugün seninle en son sohbet ettiğimiz yere gittim. Okulumuza, Adana Erkek Lisesi'ne. Ali biliyor musun, tam 29 yıldır hiç gitmemiştim okulumuza. Sen gittin mi hiç bu sürede? Bugün halama gittim, üzerinde çalıştığım bir proje için onun anılarını toparladım. Dönüşte yürüdüm ve dedim ki, "okuluma uğrayacağım gün, bu gündür!" Gittim. İyi ki gittim. Kapıdan içer girerken anımsadım seni yeniden ve tam o sohbet ettiğimiz noktada durdum; Asla değişmemiş son görüşme noktamız Ali , hani sen de gördün ya bugün! Bak yan tarafa resmini de çekip koydum. Kapattım gözlerimi , anımsamaya çalıştım "ne üzerine konuşmuştuk" diye. Köpekler de etrafımızda dolaşıyordu, işaret ediyorlardı bizi birbirlerine! Demiştim sana "Ali'm dikkat et!" Gülerek "tamam" dedin! Sen de dedin ki bana üstelik,

Kısa Notlar

Geçmişten bir gün, bir fakültenin kantini... Bir delikanlı "siyah çelenk" için para toplamaktadır Ve bir genç kız muhtemelen bir aylık harçlığını verir. Siyah çelenk rektörlüğün kapısına bir kaç bin öğrenci eşliğinde bırakılır! *** *** *** Geçmişteki bugünden bir kaç gün sonra, bir genç kız yine aynı kantinde oturmakta olan bir delikanlının sehpasına ayaklarını koyar! "Ayakkabılarımı beğendin mi bakalım?" *** *** *** Bir delikanlı Orhan Kemal'in ünlü "Murtaza" romanından sinemaya aktarılan ve Müjdat Gezen'in başrol oynadığı "Bekçi" filmine bir genç kızla yalnız olarak sinemaya gidebilmek için arkadaşını atlatır. Delikanlı yanında aynı genç kız olduğu halde, otobüste başını cama dayayarak uyumak ister. "Başını omuzuma koyabilirsin" der genç kız. "Hayır!" der genç adam utandığından... *** *** *** İzmir Köşk Sineması, Mithatpaşa Caddesi.... Sinema çıkışında o yıllarda yol yapmak amacıyla kayalarla doldurulan denizi