"Vefa Üzerine"

Amımsadıkça hala gözlerim dolar. Henüz ilkokula dahi gitmiyordum. Köpeğimiz Kont belediye tarafından zehirli kıymayla zehirlenmişti.
Kucağıma aldım ama sığmaz ! Kalbi bugün bile hala kucağımda atar; takatsiz ve yalvaran gözlerle bakmaktadır ama yapacak hiçbir şey kalmamıştır. Ben ağlarım, ağlar annem ve eve döndüğünde babam...
Ben işte kucağımda çaresizce çırpınan o köpeğin de ait olduğu canlıların soyundan geliyorum.
Vefayı ben onlardan öğrendim.
Köpeklerin vefayı ne kadar derinden hissettikleri bilinir. Hatta ölümü göze aldıkları da.
Tük Dil Kurumu sözlüğünde vefa "Sevgiyi sürdürme, sevgi bağlılığı" olarak tanımlanıyor.
Vefa sadece insanlar arasında yoktur. Vefa kendine, içlerinde sevgiyi yaratan tüm canlılar arasında yer bulur.
Sevgiyi sürdürme ve sevgi bağlığı için ölümü göze almak ancak şövalyelere yakışır ama işte kapınızın önündeki köpekler birçok şövalyeden daha güçlü hisseder vefayı. Ölür sizin için.
Vefanın ait olduğu sevgi salt sevgidir. Özelleşmemiştir. Geneldir. Sadece aşkı, çocuk sevgisini, arkadaşa duyulan sevgiyi tanımlamaz. Hepsini kapsar. Bu nedenle vefa tanımındaki "sevgi" kavramı çok özeldir. Eşsizdir.
Vefa "zor kararları" günlük yaşamında verebilenlerin duygusudur. Elinin tersiyle iter tüm olanakları; vefalısına ihanet etmemek için.
Vefa, dünya nimetlerine sırtını dönebilenlerin sahip olduğu şeydir. Bu nedenle mülkiyetsizdir.
Günlük çıkarları için arkadaşlarını satan iş arkadaşlarımı düşündükçe, bir köpeğin ruh dünyasının onda birine bile sahip olamadıklarını görüyorum.
Üzülüyorum.
Vefa, ilişki kurduğu kişinin, ilişki biçimine göre de özelleşir.
Aşık olduğunuz kişiye göstereceğiniz vefa farklıdır, arkadaşınıza farklı, anne babanıza farklıdır vefa biçiminiz.
Vefanın temelinde “emek” vardır ve aslında vefa işte sizin için sarf edilmiş olan o emeğe bağlılıktır.
Emek ve vefa iç içedir birbirine dönüşür ve yeniden üretir biri diğerini.
Ama en değerli vefa, emeklerini karşılıksız olarak verebilenlerin vefasıdır. Burada vefa taçlanır, kutsanır en ala mertebeye çıkar burada vefa.
İşte bu vefaya biz vefaların kraliçesi deriz ama asla kralı değil. Kralda otorite vardır çünkü ama kraliçede zarafet.
Vefaların zarif olanı budur. Emeklerini karşılıksız verebilenlerin sahip olduğu vefadır kıymetli olan.
Yurtları yurt yapan da karşılıksız ölenlerin çabası değil midir? Burada emek ölüme dönüşür, ölüm ise vatana. Vatan ise bizi yaşatır.
Aşkın yüce olanı, hiçbir karşılık beklemeden sevebilenler arasında olanıdır. Vefa ve aşk burada birbirine dönüşür. Buradan “zarif aşk” terimini de üretebiliriz. Zariftir ama güçlüdür doyurur tarafları sonuna değin.

Üniversiteye başladığımın ilk aylarıydı sanırım. Einstein ile ilgili bir kitapta okudum. Diyor ki Einstein "Günde yüz kez kendime iç ve dış yaşamımın yaşayan ya da ölü başka insanların emeğine dayandığını hatırlıyorum... Çok derinlere dalmadan günlük hayattan biliyoruz ki bir insan başkaları için vardır"

Bu vefanın toplumsal tanımıdır, gerçektir. Eğer siz başkaları içinseniz, başkaları da sizin içindir.
Vefa işte “başkaları için olanların" hissettiği ve sahip olduğu şeydir.
Vefa elle tutulamayandır, ama hissedilir.
Sevgiyi sürdürme sanatı, vefayı tanımlar.
Sevgilerin temelinde "saygı, vefa ve bağlılık" yok mudur?
Ben anneme vefamı şu sözcüklerimle dile getiririm. "Ben eğer düzgün bir adam olduysam, bu senin sayendedir" Bunu her söylediğimde gözleri dolar, ağlar; bendeki emeği gözyaşlarına dönüşür.


Bu satırları yazarken “stand by me” şarkısını dinliyorum. Bir çığlıktır bu şarkı,” benimle kal” der sevgiliye…Vefasına seslenir onun. Söyleyen sanatçının ses tonunda buluyorum bu vefayı ben… O sesin tınılarında aynı içtenliği, aynı vefayı, aynı bağlılığı ,aynı saygıyı görüyorum.

İmbikten süzülmüş bir yaşamın sese yansımasıdır onlar.

Hesapsız ve net !

Yorumlar

  1. Çok duygulu..Vefa çok önemli bir duygu..Vefasızlarla karşılaşmayalım dilerim..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ebruli
    ,Umarım hiç birimiz karşılaşmayız ama yaşam bu ve hepimizin etrafında var olmaya devam edecekler...
    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...