Bir İmaj Operasyonu'nun Yakışıklı Çocuğu

“Barack Obama”
Bir İmaj Operasyonu

Ne kadar mutluyuz, ne kadar mutluyum anlatamam, Barack Obama’mız, bizim Barack’ımız artık “büyük devletimiz”, dünya barışının ve demokrasisin kalesi, yaratıcısı ABD’ nin bugün yeni başkanı oluyor.
Belki bu satırların yazıldığı sıralarda yemin törenini bitirmiştir bile !
Artık sadece siyahilerin veya düpedüz karaderili ezilen kardeşlerimizin değil, ezilen halkların oval ofisteki temsilcisi ve hatta yaptırım gücünü elinde tutacak olan kudretli başkanı olacak Barack. Bakın babaannesi onu Kenya’dan bile uyarmıyor mu

Heey korkun ABD derin devletinin savaş ve işgal çığırtkanları, petrol, enerji, ilaç, bilişim temsilcilerinin kongre üyeleri… Pentagon, Pentagon beni duyuyor musun beni ! Çağır askerlerini ana vatanlarına. Balkanlardan, Irak’tan, Afganistan’dan ve adını bile bilemediğimiz üslerini kapat artık; bak söylemedi deme Barack Ağbimiz döver seni, kapatır seni ha !
İnanın yazılı ve görsel medyayı izlediğimde şu yukarıda aktarmaya çalıştığım duyguları hissediyorum ve hatta o filmlerini izlemekten zevk aldığım o koca koca sinema sanatçılarını, edebiyatçılarını izleyince ,bizim Barack’ın başkanlık kutlama töreninde “utandım”, “tıkandım” ve dedim ki ABD işçi sınıfı devrim mi yaptıda biz duymadık(!)

Hatırlayınız, ABD’ nin reytingiyle ilgili tüm dünyada yapılan anketler artık ABD’ yi yöneten şirketlerin kirli emellerini bize gösteriyordu ; amaç dünyada demokrasi inşası değil, refahı hiiç değil ama petrol , her türden enerji ve ticaret yollarının kesin denetimi ve ABD mal ve hizmetlerinin serbest dolaşımı için ulus devletlerinin birer uydu haline dönüştürülmesiydi.
Artık başta Latin Amerika ,uzak Asya ve güzel ülkemizin insanlarında gelişen ABD karşıtlığı ve bunların yol açtığı sorunlar artık ABD yönetici sınıflarının temel sorunu olmuştu.

Bizim Barack’ la birlikte sadece “ bir deri değiştirme” operasyonu yapılıyor. Daha önce savunma ve dışişlerini siyahilere devereden ABD artık vites büyüterek başkanlığa da bir siyahı getirerek ne kadar eşitlikçi, ne kadar humanist bir ülke olduğunu kanıtlamaya çalışıyor…
Baksanıza kendi ülkelerinde bile sistemden kopan siyahlar nasıl çılgınca ABD demokrasisini alkışlıyorlar..Martin Luther King’le karşılaştırıyorlar Barack’ı….Oysa onun kestiği tırnağının bir tek “atomu” bile olamazken..
Hatırlarsınız Türkçe adı pirinç olan Gonzalize Rice’ı, bu hanıefendi bir siyah olarak ABD derin devletinin en saldırgan Dış İşleri Bakanı olarak Bush’un kabinesindeydi ve Irak’taki ölümlerin birinci derecede sorumlusu olarak tarih yazacak onu da.. Oysa bir siyah Dış İşleri Bakanı olarak atandığında ne kadar da barışçı mesajlar eşliğinde tanıtıldı dünyaya..
Peki Colin Luther Powell için ne diyeceğiz…Harlem’de doğan ve Jamaikalı göçmen bir siyah ailesinin çocuğu olarak Birleşik Devletler’in ikinci adamı olmasına … İşte bu Powell,Irak işgalinden Yugoslavya’nın parçalanmasına kadar giden bir süreci yöneten ABD derin devletinin emrindeydi.
Emperyalizm “deri” değiştiren bir yılan değildir ve sistemler deri değiştirir gibi de değişmezler. Sistemler derin sancılarla değişirler, aynı doğum gibi acılı ve umutla.
Bugün Barack Obama, ABD derin devletinin yapacağı operasyonlarının bir kapatıcısı olarak hazırlanmış bir imaj operasyonun ürünü….
Ve savaşın durdurucusu değil ama arrtırıcı işlevini maskeleyecek bir katalizörüdür.

Evet o Oval Ofis var ya o Oval Ofis, bir gün barış ve kendi halkının refahı için çalışacak ve devletlerle eşit ilişki geliştiricek yöneticilerini ağırlayacak. Çünkü kapitalizmin ABD halkına bile sunacağı bir gelecek yok.
Bu temsilciler Abraham Lincoln, Martin Luther King ve Jack London'un geleneğinden gelenlerden olacak.
Ve bu temsilciler bir imaj operasyonuyla değil bir halk hareketiyle gelecek. Sosyal literatürde bunun sihirli bir adı var ; Devrim. ..Güler gibi oldunuz değil mi, görüyorum bunu...

Bu sihirli sözcüğü duymayanınız var mı, peki inanmayanınız, "böyle gelir böyle gider diyeniniz" ve devrimi dünyanın geleceği açısından gereksiz bulan peki?

Belki de vardır,

Kim bilir….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...