TÜRK TÜTÜNÜ

Türk Tütünü'nden Dersler

Siz hiç kıraç arazide yürüyen bir katır gördünüz mü? İşte bir katır uzun yeleli gösterişli atlar arasında nasıl görünüyorsa, evet evet işte Türk Tütünü böyle görünür tütün familyası içinde. Akrabası olan diğer tütünler iri yapraklı, parlak ve uzundurlar ama o değildir... Güçlüdür ama gösterişsiz,küçücük yapraklıdır ama aromaca zengindir.Onun zenginliği içinde gizlidir. "Görünüş ilk sözü söyler, içerik son sözü"nün kanıtıdır adeta.
Türk Tütünü'nü eğemezsiniz,kırılılır ! Evet aynı kendini yetiştiren bu ulusun genlerini almış gibidir. Üniversitede değerli Ayhan Hocamız bize bu tütünü anlatırken dedim ki hayretle "Ne kadar da bize benziyor bu tütün !"
Eğer onu derin,tınlı ve verimli topraklara dikerseniz sizin yüzünüze gülmez; aromasını bozar. Eğer onu bir buğday gibi sularsanız ona çook büyük kötülük yapmış olursunuz.
İnsanlığın yerleşik yaşama kök saldığı günden beri tarım alanında kazandığı birikimlerini eğer Türk Tütünü üzerinde uygulamaya çalışırsanız yandığınızın günüdür.Uzaktan bir Türk Tütünü arazisine bakarsanız yorgun gibi görünen ama dimdik bir sarılık görürsünüz. Bir defa arazisinden bellidir,toprağı toprağa benzemez;çünkü Türk Tütünü verimli alanları insanlığın beslenmesi için tahıllara, meyve bahçelerine, baharat ve ilaç bitkilerine,endüstri bitkilerine terketmiştir.
Tüm dünyanın "Türkish Tabacco" olarak bildiği bu tütünün üzerinde Anadolu'da 500 yıldır yaşayan o muhteşem insanın imbikten çekilmiş emek ve birikimlerinin payı vardır ve başka hiç bir bitki Türk adıyla da bilinmemiştir yeryüzünde.
Adı Türk Tütünü'dür ama ülkemize 1601-5 yıllarında Venedikli, İngiliz ve İspanyol tacirler tarafından Avrupa'dan getirilmiştir.İşte bizim canım köylümüz de bu tütünün ne istediğini bulmuş ve onu verimsiz, kıraç arazilerinde yetiştirmiş.
Peki sonra ne olmuş,Osmanlı, tütünün tüm haklarını “Memaliki Osmaniye Duhanları Müşterekil menfaa Reji Şirketi” adlı Fransız Anonim Şirketine vermiştir. Ve ne acıdırki Osmanlı seyrederken, bu şirketin çıkarları için köylüleri bile katlettiği bilinir.Çünkü pazar tamamen bu şirketin kontrolüne verilmiştir ve Osmanlı'nın çöküşündeki payını esirgememiştir.
Cumhuriyet'le beraber Türk Tütünü de Türk Köylüsü gibi özgürleşmiş ve onların refahına katkıda bulunmuştur. Ama küreselleşme denilen emperyalist yutturmaca var ya, ülkemize sizi Avrupa'ya alacağız diyerek dayattığı kanunlarıyla tütün alanlarını sürekli daraltmış, Türkiye'deki tütün talebini Amerikan Virginia ve Vurley tütünlerine çevirmiştir.

Eeee "peki ne olmuş yani ?" diyeceksiniz, durun anlatacağım şimdi;

1- Efendim bu yabancı kökenli tütünler pek nazlıdır, öyle her yerde yetişmez.Ova arazisi de dediğimiz "taban" arazilerini, bol suyu, ilaçlamayı ve gübrelemeyi isterler.Toplanması, kırılması,kurutulması ve hatta depolanması yüksek maliyetlidir.Ziraatçıların "intensif" (yoğun) tarım dediği yöntemi gerektirir.Yani sosyetik ve şımarık kadınlar gibidir. Bu nedenle tahıl alanları bu tütünlere terkedilerek büyük bir ekonomik kayba yol açmaktadır bu biiir.
2-Peki"benim canım Türk Tütünü" nasıldır; su istemez, kaliteli toprak istemez, gübre istemez,ilaç istemez ve zaten hazrete verirsen bunları,size küser kalitesini bozar.Yani bir şalvar ve ince tülbentten bir yazma yeter ona ve bu ise kıraç alanların ekonomiye kazandırılmaı anlamına gelir, bu ikiii.
Eeee peki "biz salak mıyız, niye bunları yetiştiriyor ve Türk Tütünü'nü bırakıyoruz ?" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
3- O zaman sizi İzmir Torbalı'daki British American Tabacco'nun fabrikasına götürmemiz gerekecek.Bu şirket vasıtasıyla yabancı tütüne özendirilme artmıştır, bu üüüç.
4- Dünyanın sayılı tütünlerinden biri olduğu halde Tekel'e rekabet edecek kalitede sigara ürettirilmemiştir ve diğer kar eden KİT'ler gibi çökertilmiştir ve özelleştirilmiştir ve Türkiye'deki tütün pazarı aynı Osmanlı döneminde olduğu gibi yabancı şirketlerin eline geçmiştir, bu döört.
5-Türkiye'nin 550.000 Ton tütün stoğu varken her yıl 50.000 Ton Amerikan tütününün ithalatı yapılır ve 250 Milyon Dolarımız bizim köylümüzn refahı için kullanılacakken, Amerikalı üreticinin cebine girer. Üstelik bu henüz ham para çıkışıdır ve sigara haline getirildikten sonra paranın hası dışarı çıkacaktır, bu beeeş.
6-Türk Tütünü kendi vatanında pazar bulamazken, "küreselleşme" denilen "lüpleştirilme" operasyonuyla çok uluslu şirketlerin mal ve hizmetlerinin serbest dolaşımı için gümrükleriniz ortadan kaldırılır.Hani söylemek istemem ama ulusal pazarımız,gelen geçen şirketlerin öptüğü savunmasız güzel ama hızla yaşlanan kadınlara döner, bu alllltı.
SON SÖZLER
Esasında tütün kanunları gibi kanunlarının yabancılar lehine çevrilmesi ve kapütülasyon gibi ayrıcalıkların yabancılara tanınmasıyla Osmanlı'nın ekonomik alt yapısının çöktüğünü ve bunun da sonuçlarını biliyoruz.
Ve biliyoruz ki,şu anda,"aynı sinemada" ve üstelik "aynı filmi" bize tekrar seyrettiriyorlar bizim zekamıza hakaret ederek...
Ve peki bu millet,adını verdiği tütünü gibi başı dik ve kararlı olacak mı?
Cevap veriyorum : Olacaaaak..!
Şimdi bu yazıyı da hep yaptığım gibi "kim bilir" diye bitirmeme gerek var mı?
Elbette Vaaar !
85 yıl önce gösterdiğimiz karşı duruşu misliyle göstereceğimize yürekten inandığım için yazımı bu kez şöyle bitireceğim.
Güzel ülkemin teslim alınması için bu oyunları düzenleyenler bu ulusun bu oyunu bir kez daha yemeyeceğini biliyorlar mı acaba?
Hani bir Teselyalı Çoban Mihail vardı, Mustafa Kemal'in Ordusu'ndaki Nurettin Eşfak'ın ayağına takılan ve "Mega İdea" için Anadolu'ya gönderilen ama dönemeyen..
Sonra Agamemnon Zırhlısı İngilizlerin sonra Fransız ve İngiliz Armadaları....Ve zavallı Hintli, Cezayirli köleler ki üzerimize atlayan....

Ben derim ki,bunları bilmeleri öncelikle "kendi" yararlarınadır...Ve eğer unuttularsa geriye doğru bakmaları yeter...

Ve eğer hala anlayamadılarsa sonları ne olur acep?
Kim bilir?



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...