Yaşam, Kargalar, Geri Sayım...

Garip bir durum.
Yaşam oyun oynuyor olmalı!
İki gündür İstanbul'dayım yeniden, biliyorsunuz köprü bakımı nedeniyle tüm İstanbulluların sabrı sınanıyor yine.
Bilenler bilir; ben kargaları severken La Fontane'i hiç sevmem.
Karga zekasını göremediğinden ve aşağılamasından olmalı.
İki gündür kargalar bana gösteri yapıyorlar.
Ya arabama çarpacak kadar alçalıyorlar ya balkonumda uzun zaman geçiriyorlar veya patlak bir hortumun fışkıran suyunu içip banyo yapıyorlar karşımda.
Bunlar şaşılacak şeyler değil ama on yıldır Anadolu ve Avrupa arasında gider gelirim, Boğaziçi Köprüsü'nün çelik taşıyıcıları üzerinde benim gelmemi bekleyip daha sonra benimle birlikte boğazı geçenini hiç görmemiştim.
Adam arabama paralel uçarak, kıta değiştirdi, daha ne diyeyim?
Yaşam oynuyor biliyorum ve bir şeyler anımsatmaya çalışıyor.
Aklını mı kullan diyor veya ihmal ettiğin dostlarınla, özellikle Şahap'la bir balkon muhabbeti mi yap diyor anlamadım...
Fakat bugünlerde Karga dostum Şahap'la bile muhabbet edecek enerjim yok. İstemediğimden değil, gerekli özeni gösteremeyeceğimden!
Neyse ne arkadaşlar!
Bir şeyler yapmam lazım birşeyler ama ne yapacağımı bilmediğim gibi öğrenmek de istemiyorum.
Boş geçirilecek zamanların "dolu geçecek günleri dolduracağını" biliyorum.
Bu yüzden böyle günlerin içindeyim sanırım.

Bu arada, hep geri sayımdayız...
0n dokuz, on sekiz, on yedi....0n bir...
Geri sayımın sonunda ne var ki?

Kim bilir?

Kim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

Sosyal Stiller