Hişşşşşt ! Bu Güzel Ülkemizi Kaybetmeyeceğiz!




KORKMA!

Mustafa Kemal' in verdiği emirler hala geçerlidir!


Bir toz duman var benim ülkemde, hiçbir şey görünmüyor...

Toz duman arasında namuslu adamlar var.

Toz duman arasında güzel ülkem var.

Eziliyor, parçalanıyor, yıkılıyor...
Hapisler, nezarethaneler, onurlarıyla oynanmalar.


Ülkemizde önce ahlaken kirlenme başladı, sonra "benim memurum işini bilir", sonra hırsızlıklar, değerlerimiz gitti ardından, her şey alınır satılır oldu...

Ülkem de satıldı...

Siz bir ülke, "tapu değişimiyle mi satılır" diye düşünüyorsunuz?

Ülkeler önce ahlaklarını satarlar, vicdanlarını sonra, sonra kadınlarını, çocuklarını ve askerlerinin kanı satarlar.

Askerler başka ülkeler gönderilir ve başka ülkelerin emrinde savaştırılırlar.

Kore Savaşı, Afganistan, Kosova...
Satılan kanımızdır, canlarımızın, bebelerimizin kanları.


Satılan ahlaki değerlerimiz ise bu halkın çimentosudur.

Tek ulus 45 parçaya ayrılıyor, dil temelinde, etnik köken temelinde, "demokratik haklar" meselesinde.

Bu ülke birleşerek kuruldu ve korudu namusunu.

Bazı ülkler ise ayrılıkları temelinde.

Şaşkınlar, Hainler, Helsinki Yurttaşları, Beşinci Kollar, Soros'un hilkat garibesi bebekleri..

Altangiller, Çandargiller, Uluenginler, Ülseverler, Tarikatçılar, liberaller, Dönekler, Ahlaksızlar..!

Feto'nun çocukları, para maymunları, Karen Fog' un parasıyla yazılar yazıp bu ülkeye saldıranlar.

Kendinize gelin!

Bir an önce ülkenizin yanında saf tutun, bu borcunuzdur sizin.

Ananızdan emdiğiniz helal süte olan borcunuzdur; bu ülkenin buğdayına, köpeğine, kurduna, kuşuna olan borcunuzdur.

Bu ülke, yurtsever aydınlarını korumasını da bilecektir, namuslu rektörlerini de, sıradan insanlarını da..

Ama böyle gitmeye devam ederseniz, sizleri kim koruyacak?.

Bu ülkeden Vahdettin gibi kaçmak için bir İngiliz Zırhlı' sı bile bulamayacağınız günler geliyor; unutmayın bunu.

Damat Feritleri, Ali Kemalleri, Vahdettinleri ve diğer hainlerin sonunu unutmayın.

Kendi hain sonunuzu, bunların sonlarıyla kıyaslayacağınız yıllar, iki elin parmaklarından az.

Bu yazı hiç bir Türk yurttaşına "hainliği" yakıştıramadığımdan, hala içinizde bir insanlık kırıntısı , bir vatan sevgisi kalmış olabileceği inancım dolayısıyla yazılıyor.

Bizim başka bir ülkemiz yok sizin gibi. Cebimizde sadece bir tek hüviyet, tek bir pasaport.

Bu ülke bizim, burada doğduk, burada yaşadık ve öleceğiz.

Bu nedenle kolay kaptırmayacağız hiç kimseye Anadolu'muzu, Trakya'mızı...

Hakkari de bizim, Edirne de, Artvin de bizim Antalya da...

Yağma yok beyler, yağma yok!

Mustafa Kemal' in verdiği emirler hala geçerlidir!

Yeterki "Onlar ağır ellerini toprağa basıp doğrulsunlar"

O günler uzak değil, unutmayın!


Doğrulacaklar!

Doğrulacağız.













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...