REFERANS TÜRKEŞ Mİ OLMALI?
REFERANS TÜRKEŞ Mİ OLMALI?
1 Haziran 2012 Cumartesi günü gazetemiz Aydınlık
sürmanşetten bildirdi.
“Apo’ yu sorgulayan komutandan ülkücü gençlere
çağrı yarın Aydınlık’ ta”
Ertesi günü merakla gazetemizi aldık, yine sürmanşetten
veriliyor haber:
“Apo’ yu sorgulayan
komutandan ülkücü gençlere: TGB İLE OMUZ OMUZA VERİN”
Haberi okuduğunuzda ana
başlıklar itibariyle bir eleştiri yazmayı hissetmiyorsunuz.
Çünkü Sayın Atilla Uğur kısaca, ”particilik meselesi yapmadan, bağımsız Türkiye’ ye ulaşabilmek için
ülkücü gençleri TGB ile omuz omuza olmaya” davet ediyor.
Albay Hasan Atilla Uğur, Türkeş’ in Bahçelievler’ deki
çalışma ofisindeki yaptığı bir toplantıda, kendilerine söylediklerini “sesini
kulaklarında hala duyduğunu” belirterek aktarıyor;
Türkeş şunları söylemiş “ Çocuklar; Türk Milleti’nin
kimliksizleştirilmesi, büyük Atatürk’ün hamuruna kardığı millet bütünlüğünü
bozmaya ve bu mayayı çürütmeye yönelik her türlü iç ve dış saldırılar en büyük
tehlikedir, bunu aklınızdan çıkarmayınız, Türk tarihinde birçok örneği olan
tehdidi devamlı aklınızda tutunuz ve bu oyuna asla izin vermeyiniz, milletimizi
için en büyük tehlike milletin ayrılık tohumları ile yıkanmasıdır”.
İşte bu sözler hala Albay Atilla Uğur’ un kulaklarındaymış.
Burada Sayın Uğur’ un çabasını doğru buluyoruz, insanları ikna etmek için
elbette “fikirlerine güvenilen”
liderlerin söylediklerini anımsatmak son derce doğru.
Ama bilmeliyiz ki, “sözler
doğru, söyleyen yanlıştır.”
Ve biz biliyoruz ki, ne doğru söz, yanlış kişinin imzasının
üzerinde durmaz, ne de yanlış sözün altında doğru imzayı uzun süre
tutamazsınız.
Zaten doğru sözler yanlış imzanın üzerinde durmamıştır da;
MHP’ nin 50 yıllık pratiğinde bunun tersini söyleyebileceğimiz bir tek olumlu
eylem yoktur.
Burada Hasan Atilla Uğur’ un çağrısı yerindedir. Bu davet Türkiye Gençlik Birliği’nin altı yıldır
izlediği sağlıklı, istikrarlı ve doğru siyasetlerin bir ürünüdür.
TGB bu çağrıyı hak ediyor. TGB, Türkiye gençliğini
birleştirecek biricik güç olarak gençliğin tüm kesimlerini çatısı altında
topluyor. Bu konuda inanılmaz ağırlıktaki sınavların altından başarıyla çıktı.
Hepimiz şahidiz TGB’nin sınavları nasıl geçtiğine.
Albay Atilla Uğur da bir Silivri tutsağı olarak, TGB’nin
haklı mücadelesini görmüş ve gençliğin bir kesimini bu mücadeleye dahil etmeye
çalışmıştır.
Ama, kullanılan referans yanlış.
Yanlış referans, doğru bir mücadele için kullanılamaz.
Türkeş’ in söyleminin ırkçı bir söyleme dayandığını ve
kendisinin Türk Milleti ile kastettiği topluluğun bütün diğer ırksal toplulukları
inkar ettiğini söylemeye bilmem gerek var mı?
Bunun da ötesinde, Türkeş’ in yaşarken temsil ettiği
kuvvetin ardında bulunan güçle, bugün Sayın Atilla Uğur’ un mücadele ettiği
gücün aynı olduğunu da unutmamak gerekir. Bu güç ABD’ dir!
Türkeş ve partisi ABD’nin sivil uzantıları olarak işlev
görüyordu. Bu nedenle Türkeş’in TGB’ ye destek için referans gösterilmesi, TGB’
ye yarardan çok zarar getirir.
Bu haberi sürmanşetten veren Aydınlık Gazetesi yönetimi de
eleştirilmelidir. Şimdi ben bunu yazdım diye bazı arkadaşlar eleştirecektir.
Denecektir ki “kuvvetleri bir arada
toplamaya çalışıyoruz, birlik zamanında ayrılıkları öne çıkarmaya ne gerek
var?”
Elbette gerek var!
Birlik zamanında asıl ayrılıkların netleşmesi gerekir ki,
uzun vadede başarılı ittifaklar kurulabilsin.
Mustafa Kemal’ in işaret ettiği bir birlik, devrimciliktir,
halkçılıktır, etnik değil ama modern anlamda bir milliyetçiliktir, laikliktir,
kamuculuktur. Bu ilkeleri kabul eden herkesle beraberiz ve olmalıyız.
Bize söyler misiniz, Türkeş’ in Türk milliyetçiliğiyle bizim
millet sevgimiz arasında benzer ne var?
Ama Türkeş sonrası MHP ve Türkeşli MHP arasında çok net bir
devamlılık var. Bu ise her koşulda ABD menfaatlerinin açık ya da kapalı
temsilcisi olmaktır.
İnanmazsanız “İkiz Sözleşmeler’ de” kimlerin imzası var veya
yeni Anayasa’nın kimler arasında hazırlandığına bakınız.
Kısacası, TGB’ nin büyümesi için faşist Türkeş’ in referansına gereksinim
duyulmamalı, duyulduğunu da zannetmiyorum. Aksi takdirde yaşayan ya da şehit düşmüş
birçok yurtseveri incitirsiniz!
ABD’yle mücadele ederken “yakalanmış ve esir edilmiş” Sayın
Atilla Uğur’un referansı , Türk gençliği için Türkeş’ in referansından tartışmasız daha
önemli ve geçerlidir.
Çünkü onun mücadelesi eylemlidir, diğerinden ise söz etmeye bile değmez!
.
Yazında çok haklısın.Birliğe gerek var ama bunda Türkeş referans olamaz.
YanıtlaSilEleştiriyi hak etmemekle birlikte asıl bu yazıya gazete de yer verip okurlarından bu şekilde özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Saygılar.
Fasist ve katiller referans olamaz Kubilay abi!!!!
YanıtlaSilsevgilerrr xoxo