Şarap ve Nuh Peygamber

Anadolu sanıldığının aksine şarabın ve üzümün anavatanıdır.
Üzüm bizdendir, şarap bizdendir.
Kapı komşumuz falan değil yanlış anlaşılmasın, onlar biz daha bu topraklara adım atmadan önce de varlardı, bizden sonra da olacaklar.Bunu ben söylemiyorum, Anadolu' nun yazılı tarihi söylüyor.
Hatta bunun eski Ahit'e, Tevrat'a bile girdiğini biliyoruz.
Efsaneye göre, Nuh Peygamber hayvanlarıyla Ağrı Dağı' na gelir, hepsi birlikte karaya çıkarlar ve günlerce denizde aç bitap dolaşan hayvanlar, Ağrı Dağı'na dağılırlar bir şeyler bulup yeme umuduyla.
Ağrı Dağı da Ağrı Dağı' dır ha!
Verir onlara ne isterlerse, bereketli yamaçlarında güzel yemişleri vardır.
Tüm hayvanlar hava kararmadan dönerler doymuşlardır ama keçide bir tuhaflık vardır.
Aşırı neşeli ve sağa sola "meeeee, meeeeee !!!" diye tos vurmakta ve nara atmaktadır.
Nuh Peygamber önce anlayamaz, ertesi gün keçiyi takip eder ve onu yere düşmüş ve "fermente" olmuş üzüm tanelerini yerken görür...
Daha sonra bu tanelerden tadar ve kendisini neşelendirdiğini farkeder ve ardından kendisi de üzüm yetiştirmeye başlar.
Dikkat ediniz bu üzümün ilk kez insan eliyle yetiştirildiği -kültüre alındığı- anlamına gelir ve bu topraklar ise Anadolu'dadır. İster inanın ister inanmayın ama tüm dünyaya yabani ekşi koruk asma çubukları değil ,"tatlı üzüm" veren, insan eliyle dönüştürülmüş, kültüre alınmış ilk asma çubukları Anadolu'dan yayılmış. Bugün şaraplarını severek içtiğiniz Cabernetler, Souvignonlar, Alicanteler, Shirazlar ve diğerleri hep ama hep Anadoluludur. Ataları buradadır. Bunu bilim söylüyor, ben değil.... Neyse, biz konumuza dönelim.
Şeytan bu, kıskanır; insanın mutluluğu onun için kabul edilemeyecek bir şeydir ve ateş gibi nefesiyle bütün üzüm bağlarını kurutur. Bazı kaynaklar bunu Tanrıça Hera' nın yaptığını da söylerler ama bizim için önemi yoktur kimin yaptığının, bu Nuh'un sorunudur!
Nasıl olursa olur ama Şeytan ikna edilir ancak bir şartı vardır;
Nuh Peygamber' in sürüsünden bazı hayvanların kurban edilip kanlarının asma köklerini sulamasıdır bu koşul. Ancak bu şartla asmalar canlanacaktır yeniden.
Nuh hayvanlarıyla toplantı yapar ve "tilki, aslan, keçi, köpek, horoz, ayı ve saksağan" ikna edilir ve kurban edilip onların kanıyla asmalar sulanır.
Efsaneye göre şarap içenler, taşıdıkları özelliklere göre bu yüzden "tilki gibi zeki, saksağan gibi geveze, aslan gibi güçlü, horoz gibi çığırtkan, ayı gibi kaba, köpek gibi kavgacı " olacaklardır.
Şarap içtikten sonra bu özeliklerden birini almak, aynı zamanda asmaların canlanması için kanlarını veren bu hayvanlara "vefa borcumuz" diye düşünüyorum.
Ben henüz bu sevimli hayvanların hangisine benzediğime karar veremedim. Ama aralarında "karga" olsaydı düşünmez "O" derdim. Ama dedğim gibi karar veremedim.

Çünkü hala şarabın tadını çıkarmakla meşgulum...
Peki ama "siz hangi hangisi oluyorsunuz şarap içtikten sonra ?"


Bir düşünün.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...