Sadece Uçağımız mı Nato Yemi?


F4 Hızıyla akan Türkiye'nin gündemi.
22 Haziran 2012 günü öğle saatlerinde Suriye Türk savaş uçağını vurdu. Başta Kahraman Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız "hadlerini bildiririz" dedi.
Kılıçdaroğlu ise eksik kalan kahramanlığı tamamlayarak "Suriye'ye karşı alınacak her türlü önlemde hükümeti destekleriz" açıklaması yaptı.
Uçağımız 13 milde mi, 8 milde mi vuruldu tartışmalarına ise hiç değinmiyorum bile.
Ancak savaş uçağımız ile ilgili en sert saptamayı "Nato Yemi" iddiasıyla Aydınlık Gazetesi yaptı. Yetkililer bununla ilgili en küçük bir açıklama yapmazken, bu kez Wall Street Journel , Amerikan istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde "Türk jeti Suriye hava sahasında vuruldu" haberi yaptı.
Başbakan Erdoğan Kayseri' de yaptığı mitingde "Ey WSJ, kaynağını açıklamazsan namertsin!" dedi. Buna karşılık olarak Pentagon haberi yalanlamadı ama "haberin sızdırılmasına" tepki vermekle yetindi.
Aynı başbakan gibi Aydınlık' ın saptamasına itibar etmeyen Genelkurmay Başkanlığı, 2 Temmuz' da Wall Street Journal' in haberini bir bildiri yayınlayarak yalanlama gereği duydu.
Aydınlık' ın "Nato Yemi" saptamasını ,Reagan dönemi ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts da yapıyordu.Craig'e göre "ABD Vietnam savaşı döneminden kalma eski bir antika Fantom savaş uçağını oltanın ucuna takarak Suriye' ye yönlendirdi, böylece düşürülen uçak nedeniyle Türkiye Nato' ya başvuracak ve BM devre dışı bırakılacaktı" .
İsrail' de gölge Mossad olarak bilinen DebkaFile, Türk savaş uçağı düşürüldükten sonra Başbakan Erdoğan' ın Obama' yı arayarak "Suriye' ye girelim" teklifinde bulunduğunu ama Obama' nın "Zamanı gelmedi" dediğini iddia etti.
Bu arada Suriyeli muhaliflerin bir kısmı Rusya Federasyonu Dışişeri Bakanı Lavrov'u ziyaret etme kararı aldı. Bu aslında Suriye' deki karşıdevrimci muhalefetin parçalanmaya başladığının en açık kanıtı oldu.
Tam da bu arada ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton "Suriye'de başarılı olacağımızdan şüphe duyuyorum ve bunu söylemekten nefret ediyorum" açıklaması yapacaktı.
Ortada Avrasya' nın başarısı çok net dururken Türkiye ait olduğu coğrafyada yalnızlaştı.
Tam da bu sırada "Suriye Dostları" Paris'te toplanma kararı alırken, toplantıya davet edilen Rusya ve Çin "bu toplantıya davet edildiklerini ama katılmayacaklarını" açıkladılar. Türkiye'nin yalnızlaşmasına en önemli bir başka kanıt da budur.
Ortada duran soru başlıktaki gibidir..."Sadece uçağımız mı Nato yemi?"
Bitmedi;
El Menar gazetesi "İsrail'in, Suriye ' ye Türkiye üzerinden silah gönderdiğini" iddia etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise "İsrail PKK'lileri Güney Kıbrıs' ta eğitiyor" saptamasını yaptı. KKTC Cumhurbaşkanı' nın bu saptamasına, Türkiye' deki hükümet yetkilileri şu ana kadar bırakalım İsrail' e nota vermeyi, bir yorum bile yapma gereği hissetmedi.
Abdullah Öcalan' ın İmralı' dan çıkarılması, Bursa' da misafir edilmesi ve hatta ABD ajanlarıyla görüştürülmesine değinmiyoruz bile.
Öcalan' ın Zana'yı arayarak talimat vermesi haberi ve Zana' nın "Erdoğan Kürt sorununu çözer" çığlığı ve talimattan başlangıçta haberi olmayan PKK ve BDP yetkililerinin mesafeli açıklamalarının ardından, talimatı haber alan Karayılan'ın Zana' ya destek açıklaması işin bir başka traji komik tarafıdır.
Yukarıdaki tabloyu göz attığınızda Türkiye' de bir "hükümet" olduğundan bahsedebilir misiniz?
Uçağınız yem olmuş, askerleriniz 1260 metre derinlikten ancak bir ABD gemisiyle çıkarılmış, PKK lideri Bursa' da misafir edilip özel bir yatta ABD ajanlarıyla görüştürülmüş, Başbakanınızın Obama'ya müdahale edelim teklifi hemencecik reddedilmiş....
Devletin yaptığı konutlarda ise şehrin göbeğinde 10' a yakın vatandaşınız kurbağalar gibi boğulmuş...
Bu terazi bu sıkleti çeker mi, çeker mi hiç!
Göreceğiz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...