Yurtseverliğin Turnusol Kağıdı

Komutanlar istifa etti.
Bu istifalar ciddi bir gecikmenin sonrasında olsa da, Türk Ordusu' nun kendisine dayatılan tüm onursuzluklara başkaldırmaya başladığı an olarak görmeliyiz.
Geçen iki genelkurmay döneminde, hükümetle genelkurmay arasındaki anlaşmazlıklara rağmen, ordu yönetimi kamuoyu önünde hep "tepkisiz"  olarak görünüyordu.

Dün yaşanılanlar, bu onursuz gidişe "dur" noktasının dendiğini gösteriyor.

Elbette hükümet de bunu gördü ve kendileri için "özel" bir "komutan" olan Özel Paşa ile bu istifalara cevap verdiği görünüyor.
Tayyip Erdoğan' ı ve Abdullah Gül' ü iki sayfalık, dokuz  maddelik sözleşmeyle ve BOP Eşbaşkanlığıyla kendine bağlayan ABD, bu karşı devrimci yönetimin ardındaki en büyük silahlı güçtür.

Peki bundan sonra ne olacak ve biz yurtseverler ne yapacağız?

Bu sorunun yanıtını bugünden görmek olası görünmese de, bu karşı devrimci gidişin sınırlarını çizecek ve Türkiye Hattı' nın dışına atacak olan yurtseverlerin tutumu olacaktır.

Genelkurmay "bu istifaları, ardında sağlam bir plan bırakarak  mı yaptı, yoksa tepkisel bir karar mıydı?" hep birlikte göreceğiz..

Kurmay olmanın sorumluluğu "plan" yapmaktır. Bu plan bugüne ait, "an"a ait planlar değil ama, bir kaç hamle sonrasını görüp buna ilişkin planlama yapabilme kabiliyetidir.

"Bu kabiliyet/ yetenek bizim ordumuzda var mıdır ?" bunu hep birlikte göreceğiz.
Darbe yapmak bir çözüm değil ve bizlerin de bunu onaylaması mümkün olmadığına göre, ordunun önünde Türk halkıyla bütünleşmekten başka bir seçenek olmadığı görünüyor.
  • Türk Ordusu  eğer "Özel Paşa" ikinci bir Hilmi Özkök gibi ise böyle birine teslim edilecek midir?
  • Türk Ordusu 250 bin kişilik bir muz cumhuriyeti ordusuna dönüştürülmeyi kabul edecek midir?
  • Türk Ordusu tamamen hükümetin denetiminde ve Ortadoğu' da ABD çıkarları için savaşmaya ve ağır silahlarla donatılacak bir ikinci silahlı kuvvete izin verecek midir?
  • Türk Ordusu Güneydoğu'da ilan edilen "sözde özerkliğe" daha ne kadar sessiz kalacaktır?
Bu soruların olumlu yanıtlarını Türk Ordusu' ndan tek başına beklemek büyük bir hatadır.

Önümüzdeki süreç, istifa eden ordu komutanlarının kurumsal bir "B Planı" olup olmamasına bakmaksızın, Türkiye halkının vereceği bir cevapla sonuçlanacak.
Bu süreç, ancak ve ancak Kurtuluş Savaşı' nda olduğu gibi, halkın fedailerinin tek bir devrimci meclis altında bir araya geldikten sonra olumlu olarak sonuçlanabilir.
Türk Ordusu, kendisini vareden ulusuna dönmeli ve devrimci hedefini bu ülkenin yurtseverleriyle belirlemelidir.
İşte o zaman istifaları "istifraya" dönüşerek ülkemizin sinir merkezlerine yuvalanmış hainleri içinden atabilecektir.

Atatürk' ün 1920' de Afyon Orduevi' nde subaylara yağtığı konuşmasının bir bölümünü aşağıda paylaşıyorum:

"Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebalı subaylara ait olacaktır... Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürür. Onları aşağılar ve hor görürler.

Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü hu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak İçin bir çaresi vardır. Şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına atmaktır.
Dolayısıyla subay için "ya istiklâl. ya ölüm" vardır Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!”

Sivil yada asker olup olmadığımıza bakmazksızın, Mustafa Kemal' in her dönemde geçerli olabilecek bu "vasiyet" gibi sözlerine bağlı kalmak yurtsever olmanın turnusol kağıdıdır.

"Turnusol Kağıdının" batırılacağı sıvı bu ulustur ve her birey kendi rengini kendi belirleyecektir.

Son söz:

Alparslan Malazgirt Savaşı' na katılırken beyaz gömleğini kefen gibi giyip atının kuyruğunu kesmiş.
Mustafa Kemal 57. Alay' a "Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum! demiş

Aramızdan kaç kişi bu beyaz gömleği giyip, ölüm emrini almaya hazır?
İşte ulusların turnusol kağıdı böyle zamanlarda kritik işlevini görüyor...

Normal zamanlarda turnusol kağıdı yanıltıcıdır.

Hepsi bu!


.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...