Güvenlik Sorunu

Balyoz, Sarıkız, Ayışığı ve Yakamoz derken olan oldu sonunda.
İlk başta yukarıda sıralanan "darbe" planları isimlerine baktığımda isim koyucuların profillerini tahmin etmeye çalıştım.

Balyoz'un adını koyan darbeci kesinlikle "İnşaat İşçiliği" ile geçinen bir aileden geliyor.Babasına ait bir aile yadigarı balyoz evinin salonunda hala duruyordur.

Sarıkız adını koyan ise romantik bir köylü.  Bir çift Sarıkız Öküzü' nü tarlada bırakıp harp okuluna yazılmış gibi.

Ayışığı ve Yakamoz'un adını koyanlar ise kesinlikle romantiklerin sınıfındandır ama aynı zamanda da denizci olmalılar...

Şakayı bir yana bırakalım!

Mesele iç çatışmalar sürecini çoktan aşmıştır. Mesele artık ne  şeritaçı-laik eksen çatışmasıdır ne de aklınıza gelebilecek onlarca diğer nedenler.

Mesele küreselcilerin, Asya'nın en güçlü ulus devletini parçalama isteği meselesidir.
Mesele bu sürece "direnecek miyiz, yoksa teslim mi olacağız" meselesidir.

Mesele üç- beş general ve amiralin veya Genel Kurmay Başkanı'nın istifasıyla çözülebilecek ya da onların Nato ordularında yaptıkları kariyerle de açıklanamayacak kadar büyük ve içinden çıkılamayacak bir noktaya doğru gitmiştir.
Nato'nun Türk subayları üzerinde yaptığı tahribat ve zihin bulanıklığı elbette büyüktür ama bu onların vatan sevgilerini sorgulamamızı gerektirmez.

Ama sonuçta ABD tehtidine karşı bir Org.Eşref Bitlis ve Org. Necip Torumtay  kararlılığı göstermedikleri de açıktır.

Bugün tartışılması gereken, Türk Ordusu' nun savaşma yeteneğinin ne kadar tahrip edildiği, yatak odalarına kadar rahatlıkla girilebilldiği, seferberlik planlarının notlar tutularak "sır" odalarından çıkartılmasına varana değin Türkiye' nin güvenliğinde açılan derin çatlaklardır.

Subay yoksa ordu da yoktur. Bugün ülke güvenliği o kadar büyük tehlike içindedir ki, Akdeniz Havzası'nın en büyük çıkarma filosunun görev başındaki komutanı  içerde sorgulanmaktadır. Bugün ülkenin 3.Ordu Komutanı savcının tehditi altındadır ve tutuklanmayı beklemektedir.

Yıllar içinde bu ülkenin kaynaklarıyla yetişen askerlerin yerine kimi koyacaksınız da bir dış tehditi kovalayacaksınız?

Amerika hedefine ulaştı bu açık! Türk Ordusu' nun savaşma yeteneği aynı Osmanlı Ordusu' nun içine düştüğü duruma doğru gidiyor.

Osmanlı Ordusu' nun yutsever anti emperyalist komutanlarının, Malta Adası'na İngilizlerin zorlamasıyla sürülüp hapse atılmalarıyla Osmanlı Ordusu'nun savaşma yeteneği ortadan kaldırılmıştı.

Bugün de aynı tezgah Balyoz Sürgünleri ile gerçekleştiriliyor.

Tekrar ediyorum mesele artık iç çatışmalarla açıklanamayacak kadar büyüktür. Mesele ülkemizin uzun erimli güvenliği ile ilgilidir ve bu dönemde hata yapan taraflar vatan hainlerinin sonunu paylaşacaktır.

Bunu görebilmek için Türk tarihine bakmak yeter!

Hey Türk Milleti yok mudur bu Ordu' nun sahibi?

Sakın unutma, çünkü bugün ordusunu kaybeden yarın namusunu kaybeder!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

920'nin 16 Mart'ı...