Altı Harflik Sihirli Sözcük

Şu anda Fransız yazar Alain Bosqut’ le görüşmeler alt başlığıyla “Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor” isimli bir kitap okuyorum. Tamamı yüz seksen sekiz sayfa ve şu ana 173. sayfasındayım.
Dün başladım, birazdan bitecek.
Avrupalı yazarların çoğu gibi “sanat sanat için yapılır” anlayışının günümüz dünyasına evrilmiş bir hali olan, ” ben mesaj verme kaygısı içermem, insanlar kendi düşsel dünyalarını benimkilerle özdeşleştirirse, bu bana yeter” diyor Bosquet.
Hatta zaman, zaman kibar "Avrupalı” diliyle sorularının içinde Yaşar Kemal’ i bazı fikirlere “angaje” olmakla eleştiriyor. Ben bu yazarı tanımam, maalesef herhangi bir kitabını da okumuş değilim. Ama Balkan kökenli ve Fransız edebiyatında iyi bir yere sahip, iyi bir söz ustası olduğunu biliyorum. Zaten yapmaya çalışacağım şey yazarlığını eleştirmek değil ve sadece bu konudaki görüşleri hakkındaki fikirlerimi söylemekle sınırlı.
Yaşar Kemal ise Bosquet’ in tersine bundan gurur duyarak “sosyalist” fikirlere “angaje” olmuş bir yazar olarak övünüyor.
Bosquet, “ Bir sanatçının eserlerine dünya görüşünü yansıtmasının doğru olmadığını” savunuyor.
Yaşar Kemal, kendini bir başkaldırıcı olarak tanımladığından, “ insan kendini nasıl olur da yapıtlarına aktarmaz” diye yanıtlıyor…
Bu tartışma, iki sanatçının arasındaki tartışma değil ama aslında “ilerleten sanat ve gerileten sistemin” arasındaki bir tartışmadır.
Sistem, aydınların kendisi için “zararsız” sanat yapmalarını isterken, sanatçıların arasından kendi sanatçılarını devşirir ve daha güzel bir dünya kurma hayaliyle düşler kuran ve bu düşlerini eserlerine yansıtan sanatçıları, işte yukarıdaki gerekçeleri kullandırtarak eleştirtir.
Sanat sanat içindir toplumla bir ilgisi yoktur, “sanat günlük hayatının sorunlarıyla kirletilmemelidir, sanat zümrüd-ü anka kuşu gibi ulaşılmazdır ve elitlerin “elitik” kaygılarına hizmet etmelidir, onlara göre...
Bir yapıt sadece kendi bileşenlerinin en benzersiz araçlarıyla ve yöntemleriyle bir araya getirilmelidir, hayatın ”basit kaygıları” onu kirletmemelidir.
Eğer sanat yazın alanındaysa, sadece sözcükler şevkle dans etmeli, eğer resimse ışık ve renkler sürdürmeli bu sevişmeyi veya heykel ise temsil ettiği “şey” in morfolojisine en uygun heybetiyle sunulmalıdır tüketicisine.
Ama mesaj verirseniz işte, sanat kirlenecektir(!)
Hayatın içine girmeden bile temiz kalmak olası mıdır sizce?
İçinden çıktığı toplumların birikimi olan “sanat”, o toplumun sorunlarına duyarsız kalmalı mıdır sizce…
Mesela Emile Zola “Germinal” i yazmamalıydı değil mi?
Ya da Nazım Hikmet Kurtuluş Savaşı Destanı’ nı…
Brecht mesela asla dememeliydi “çözümler çıkmaz sokaklarda bulunur “ diye…
Bana göre sanat, günlük yaşamın rafine edilmesinden başka bir şey değildir. Bu rafinerizasyon sürecinin entelektüel ve duygusal bir derinlikle işlenmesidir sanat.
Kimi zaman kilim dokuyan kızların, doğadaki desenleri kendi düş gücüyle ilmek ilmek dokunmasıdır sanat...veya vicdanı insanlarından kopmamış, yabancılaşmamış bir romancının, günlük hayatta karşılaştığı sıradan insanları, kendi düş gücüyle devleştirip tanıtmasıdır onlar üzerinden kendi ülkesinin gerçeğini…
Gelecekte insanlığın kuracağı uygarlıkların başarısı emin olun ki, sanatçılarının parçası oldukları insanlığı anlatacak yüreğe, cesarete ve erdeme ne kadar ulaştığıyla ölçülecektir.
Sanatçılar kendi kaderlerini içinden çıktıkları halkların kaderiyle birleştirdikleri an işte insanlığın ılaştığı en yüksek seviyeye ulaşmış olacağız.
Geleceğin insanlığının başarı ölçütü katı ekonomik göstergeler değil ama bunlardır.
İnsanlık bu günlere emin olun ki, evrilerek geçmeyecektir.
İnsanlığın bu büyük eylemine, bilimsel literatürde yazıldığı gibi, altı harfli sihirli bir sözcük olan “devrim” denmektedir.
İnsanlığı da, sanatı da "geri sistemin" elinden kurtaracak olan işte bu altı harflik sihirli sözcüktür.

Yorumlar

  1. Kubilay ağabeyciğim;yine harika bi iş çıkarmışsın.Bütün yazdıkların harrika,hepsinin
    altına imza atarım.Devrim,milli kültürün iyi
    anlaşılıp,evrensel sanata dönüşmesidir!!!!!!

    Sizin,ailenizin ve sevdiklerinizin geçmiş bayramınızı kutlarım.

    Sevgilerrrr

    YanıtlaSil
  2. Sanatı devirenlere karşı,devrim olacak mı acaba Kubilay bey....Umudum hep olacak ama ümidim pek yok....
    Çocuklarıma sanatla ilgili ne varsa ilgilenmelerini sağlamaya çalışıyorum...Onlar da kendi çocuklarına yükleme yapacaklardır...

    İfadeleriniz gayret yüklü,çok etkilendim...
    Teşekkürler...
    TüTü

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

Sosyal Stiller