Altı Harflik Sihirli Sözcük
Şu anda Fransız yazar Alain Bosqut’ le görüşmeler alt başlığıyla “Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor” isimli bir kitap okuyorum. Tamamı yüz seksen sekiz sayfa ve şu ana 173. sayfasındayım. Dün başladım, birazdan bitecek. Avrupalı yazarların çoğu gibi “sanat sanat için yapılır” anlayışının günümüz dünyasına evrilmiş bir hali olan, ” ben mesaj verme kaygısı içermem, insanlar kendi düşsel dünyalarını benimkilerle özdeşleştirirse, bu bana yeter” diyor Bosquet. Hatta zaman, zaman kibar "Avrupalı” diliyle sorularının içinde Yaşar Kemal’ i bazı fikirlere “angaje” olmakla eleştiriyor. Ben bu yazarı tanımam, maalesef herhangi bir kitabını da okumuş değilim. Ama Balkan kökenli ve Fransız edebiyatında iyi bir yere sahip, iyi bir söz ustası olduğunu biliyorum. Zaten yapmaya çalışacağım şey yazarlığını eleştirmek değil ve sadece bu konudaki görüşleri hakkındaki fikirlerimi söylemekle sınırlı. Yaşar Kemal ise Bosquet’ in tersine bundan gurur duyarak “sosyalist” fikirlere “angaje” olmuş bir yazar ola...