Millet ve Milliyet
Millet ve Milliyet, Türkiye’nin parçalanma süreci içinde, tanımları kastenkarıştırılan iki kavram. Türkiye’den bağımsız olarak bu sorunun yanıtınıaradığımızda, Millet kavramı tüm uluslar için aynı anlamı içeriyor. Geniş bir iç pazar yaratmış ve ortak bir dile sahip, yani aynı dilde anlaşabilen milliyetler topluluğudur Millet.
Belirli bir coğrafyada “Biriç pazar var mı ve ortak bir dil tesis edilebilmiş mi ?” soruları milletin var olup olmadığını saptayan “turnusal kâğıtlarıdır.”
Türk Milletini bu coğrafyanın diğer devletlerinin üyelerinden ayıran en temel nokta burasıdır. PKK 40 yıldır kan dökmesine rağmen, Türkler ve Kürtler günlük yaşamda çatışmaya girmez. Kürt milliyetçileri reddetseler de, sadece bu nedenden dolayı bile aslında Kürtler ve Türkler aynı milleti çoktan oluşturmuşlardır.Elbette sorunlar vardır ama bu sorunlar Milli Demokratik Devrimimizin yarım kalmasından kaynaklanmaktadır.
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” yerine “XYZ Milleti” denir denseydi bu Kürt milliyetçileri için daha mı kabul edilebilir olacaktı? Muhtemelen öyle olacaktı ama Kürtler ve Türkler bugün olduğundan daha fazla kaynaşmış olmayacaktı.
Ve tarih elbette bildiğini yapıp yine kendi dinamiklerine göre akmaya devam edecekti.
Her millet, hep içindeki çoğunluğun adını alarak yol aldı. Köklü milletlere bakalım, örneğin Rus, Çin, İran(Fars),İspanyol, Alman milletleri onlarca milliyetten oluşur ama çoğunluk olanın dilini ortak dil ve adını ortak ad olarak aldılar. Bu doğal bir seyirdir, maddi bir temeli vardır.
Sayıca az olan milliyet veya milliyetler ortak bir iç pazarda birlikte yaşadığı diğer milliyetlerden en kalabalık olanın dilini kullanır. Bu durum, milliyetlerden en gelişmiş olanının dilinin ortak bir dil olmasının ötesinde sayısal açıdan daha pratiktir. Otuz milyon insanın yaşadığı bir ülkede nüfusunun %90’ına yakın insanın dili elbette ortak dil olacaktır.Türk Milleti adı da bu doğal tarihsel seyirle uyumludur. Önemli olan, diğer milliyetlerin kültürel gelişimlerini ve geleneklerini koruyacak ortamın bu büyük Millet içinde yaratılabilmesidir.
Hem bunlar birbirine eşit değildir ve hem de Millet kapsayıcılığı nedeniyle elbette ırktan büyüktür.Üstelik hem niteliksel, hem de niceliksel olarak..
Örneğin, Türk Milleti,içindeki Türk ırkından “büyüktür.”
Türk Milleti, içindeki Arap ırkından da “büyüktür!”
Türk Milleti, içindeki Kürt ırkından da “büyüktür!”
Fars Milleti, içindeki bir Azeri veya Arap ırkından “büyüktür.”
Çünkü Millet, içeriğinden,doğasından kaynaklanan nedenlerle herhangi bir ırktan “büyüktür” Hem niteliksel hem de niteliksel olarak farklıdır, “büyüktür.”
Fransız Milleti içindeki tüm ırklardan kapsayıcılığı nedeniyle daha “büyüktür. ”Örneğin Türk Milleti,daha önce birlikte yaşadığı Rumların ve Ermenilerin kopup başka ülkelere göç etmesi nedeniyle zenginliğini yitirmiştir. Bu nedenle geçmişe göre bu nedenden dolayıTürk Milleti daha eksiktir.
Burada yaptığımız şey elbette adı geçen milliyetleri küçümsemek değil .Burada yanıt ayrı ayrı bu ırkların ve bu ırkların yarattığı milletin tanımlarında saklıdır.Millet tek başına bu üç ayrı ırkın zenginliğini, birikimlerini kapsadığı için daha zengin daha etkileyici özellikler taşır.
Ayrıca böyle bir karşılaştırma anlamsızdır, çünkü tanımları gereği aynı yerde sınıflandırmamız da olanaklı değildir.
Nasıl ki feodal dönemin kabileler/aşiretler birliği, feodalizm öncesi dönemin birbirinden bağımsız yaşayan kabilelerine göre, daha büyük bir birliği ifade eden, daha kapsayıcı, daha örgütlenmiş bir topluluk olduğu için “büyükse”, aynı şey Milli Demokratik Devrimin ürünü olan Millet için de geçerlidir.
Ve elbette Millet, bu nedenlerle milliyetlerden faklıdır ve“büyüktür”. Burada “büyük” olan “bir milliyetin diğer milliyetten ya da başka bir ifadeyle bir ırkın başka bir ırktan üstünlüğü değildir”. Söz konusu olan ırksal davranışları aşmış, ırkların/milliyetlerin birbiri içinde harmanlanarak oluşturduğu yeni ve büyük bir siyasi birlik olan Milletin, içinde barındırdığı herhangi bir ırktan doğası gereği “büyük”olmasıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder