Yapay Zeka sınıfları ortadan kaldırır mı?


Yapay Zeka sınıfları ortadan kaldırır mı?Teori dergisi ‘Yapay Zekâ sınıfsız toplumun habercisi' gibi ilginç gelebilecek tezler ortaya atıyor. Konuya vakıf oldukça bu önemli tezin elbette insanın siyasi müdahalesiyle etekemiğe bürünebileceğini anlıyorsunuz.

Dilediğimiz gibi kullanabileceğimiz ve günün geniş dilimine yayılabilecek bir “boş” zamana sahip olmak mümkün mü? Bu sorunun yanıtı kesinlikle “evet” tir. Elbette günümüzde bile hepimiz belli oranlarda “boş” zamana sahibiz ancak söz konusu olan, çalışma saatleri dışında kalan “boş” zaman değil, üretime doğrudan katılmadan veya birkaç saatlik gönüllü katılımlar dışında neredeyse günümüzün uyku dışında kalan tüm zamanı istediğimiz gibi değerlendirebileceğimiz özgür bir zamandır. Acaba böyle bir hayata sahip olabilir miyiz?
BOŞ ZAMAN MI ÖZGÜR ZAMAN MI?
Ne yazık ki güzel Türkçemize “boş zaman” kavramı yanlış girmiştir. Bu kavramın esası “özgür zaman”dır. Zorunlu çalışma saatleri dışında kalan özgürleşmiş zaman da diyebilirsiniz. Tanımın esası zorunlu çalışma saatleri nedeniyle zamanımızın “tutuklanmasına” dayanıyor. Emekçi, işgücünü bu saatler içinde sattığı için, aslında zamanı artık kendine değil ama işverene ait olmaktadır. Çalışma dışı zaman ise, çalışırken zamanımız tutuklandığı için özgür zamandır. Gerek Fransızcadan, gerekse İngilizceden Türkçemize boş zaman olarak çevrilen bu sözcüğün doğru anlamı “özgür” zamandır. Tartışmasına giriş yaptığımız konuda kullanacağımız “boş” zamanın ekonomi-politik ve felsefe alanında kullanılan terminolojisinde karşılığı “özgür” zamandır. Ancak Türkçemizde konuyu özgür zaman olarak kullanmak artık çok geçtir. Bu nedenle boş zaman kavramını kullanıldığı yerde anlamlandırmamız gerekiyor.
ÜRETİM ARAÇLARININ ÇALIŞMA SAATİNE ETKİSİ
Bir işçinin günümüzdeki çalışma saatlerini, yüz veya yüz elli yıl önce yaşayan bir işçinin çalışma saatleriyle karşılaştırdığımızda aslında günlük çalışma saatinin yarı yarıya azaldığını görebiliriz. Bu durum sadece kol emekçileri için değil, kafa emekçileri için de geçerlidir. Çalışma saatlerinin bu derece azalmasında kuşkusuz ki işçi mücadelelerinin payı çok büyük ve birincildir ancak bunun dışında üretim araçlarındaki üretim kapa-sitelerinin hem kalitatif, hem kantitatif artışının da payını unutmamak gerekir.
SOSYALİZM VE KAPİTALİZME GÖRE
Hem sanayi hem tarımsal ürünlerin üretiminde kullanılan üretim araçlarından birim zamanda elde edilen sanayi ve tarımsal ürünlerin üretim artışı, hem üretimde çalışan işçilerin sayısını azaltmış, hem de çalışma saatlerinin azalmasına etki etmiştir. Bu durum sadece sanayi veya tarımsal ürünlerin üretimi için harcanan zaman ve emekle sınırlı değildir. Teknolojik gelişmeler hizmet sektöründe çalışan işçilerin sayısından, ofis çalışanlarının sayısına kadar etki etmiştir. Yapay Zekâ’yla karşılaştırılamayacak derecede geri bir teknoloji ürünü diyebileceğimiz bilgisayarlar, ofis çalışanlarının, mühendislerin hatta ön büro memurlarından üst düzey yöneticilere kadar herkesin hayatına girmiş ve planlamadan, günlük faaliyetlerinin kayıt altına tutulmasına, büyük mimari projelerden, üretim araçlarının üretiminin planlamasına kadar çeşitli düzeylerde rol oynayarak, çalışan kişi sayısına olumsuz etki etmiştir. Bu “olumsuzluk” diye tanımladığımız durum elbette kapitalist sistem için geçerlidir; insanın refahını ve mutluluğunu merkezine koyan bir sistem için ise bunun anlamı çok farklıdır. Bilim ve teknoloji alanındaki son yüz elli yılda gerçekleşen gelişmeler bir yandan daha kısa sürede, daha kaliteli ve daha fazla sayıda ürünün üretimine olanak sağlarken, diğer yandan aynı iş kolunda üretilen mal ve hizmete kıyasla, hem oransal olarak hem de sayıca daha az çalışanın üretime doğrudan ya da dolaylı olarak katılımını azaltmıştır.
Reklamdan sonra devam ediyor 
BOLLUK TOPLUMUNA DOĞRU
Adil ve insanı merkezine alan toplumsal bir sistem olan sosyalizm için yukarıda tarif edilen bu durum insanlara özgür zaman yaratacağı ve bolluk toplumuna doğru olumlu bir ilerleme olarak ele alınırken, içinde yaşadığımız sistem içinde ciddi olumsuzluklara gebedir. Üretim araçlarına sahip olan ve yöneten kapitalist için en az girdi maliyeti ile en fazla sayıda ürün üreterek birim başına maliyeti düşürmek yıkıcı rekabet koşullarında yaşamsal önemdedir. Çünkü üretilen ürünün pazarda rekabet edebilmesi, üretim maliyetiyle doğrudan ilişkilidir ve herhangi bir ürünün üretilebilmesi için kullanılması gereken “insan emeği” en büyük üretim maliyeti olarak değerlendirilir. Bir adım daha ileri gidersek, bir ürünün fiyatını insan emeği belirler.
KÂR AMACI VE İNSANLIĞIN REFAHI
Kapitalist sistem bilimsel ve teknolojik gelişmeleri kendi çıkarı için yani kâr için kullanırken, bir diğer seçenek olan sosyalizm, Yapay Zekâ’yı ilerleyen süreçlerde insanın gün içinde üretimden koparak özgürleşmesi için kullanmasını hedeflemektedir. Yapay Zekâ da böyledir. Ancak Yapay Zekâ’yı diğer teknolojik ilerlemelerden ayıran çok temel bir şey var. Herhangi bir üretim aracı işgücünü daha verimli hale getirirken, insana bağlılığını sürdürmektedir. Ancak Yapay Zekâ insanımsı özelliktedir ve gelişen her duruma karşı insan müdahalesini gerektirmeden en olumlu tepkiyi vererek süreci kendi başına, her türlü olasılığı hesap ederek en doğru çözümü en kısa zaman biriminde bularak uygulayacaktır.
Yapay Zekâ bir açıdan “durumdan vazife çıkaracak” ve her türlü analizi hızla yaparak en doğru çözümü bulacaktır. Yapay Zekâ bu çözümü ani bir kaza riskine karşı insanın vereceği refleksin hızının çok çok üzerinde bir hızla yapabilecektir. Yapay Zekâ, çözümü; yönettiği üretim aracı veya herhangi bir robotun her türlü olasılığa karşı insan tarafından hesaplanarak düzenlenen algoritmalar ve/veya yazılımlar yoluyla bulacaktır. Üstelik bulunabilecek çözüm, tek bir insanın kendi başına üreteceği çözümden çok daha sağlıklı ve sonuç hedefli olacaktır. Yine de, kendi kendini üretme kapasitesine sahip olamayacağı için, Yapay Zekâ’nın üretim aşamasında veya onun yöneteceği herhangi bir üretim sürecinde çıkabilecek sorunlarda insana bağlılığını sürdürecektir.
Yapay Zekâ’yı sadece bir tek insan üretemeyecektir. Aslında bu, kolektif bir çalışmanın ürünü olacak ve olmaktadır. Örneğin, bir yapay Zekâ ürünü olan Google’un sürücüsüz araç gibi projelerinin ardında yüzlerce programcı mühendis çalışmaktır. Çünkü “yapay zekâlı makinadan” istenen ve bir işçinin-insanın yapması mümkün olmayan işleri saniyeler içinde kusursuz bir şekilde yapmaya, anlık durumsal sorunları çözmeye mahir bir üretim aracının üretimi söz konusudur. Böylece üretilen yeni üretim aracı en seri, en kusursuz ve insanımsı bir zekâya sahip olduğu için, ortaya çıkacak durumsal problemleri çözmek için aynı insan gibi davranan büyük bir programlanmış yaratıdan söz ediyoruz.
TEORİ’NİN KONUSU
Teori dergisi Eylül 2018 tarihli 344. sayısında Yapay Zekâ’yı başka bir açıdan inceliyor. Onun üretim sürecinden, yaratılmasından çok, hayata geçirildiğinde insanlığın geleceğine nasıl etki edeceğini tartışıyor. Teori dergisi Türkiye’de bir ilki yaparak, bilimsel sosyalistlerin konuya derli toplu yaklaşmasına olanak tanıyor. Türkiye’de ilk defa bir sosyalist hareket, Yapay Zekâ’nın insanlığın gelişimine katkısını bilimsel sosyalist pencereden inceliyor. Örneğin, ilk okunduğunda “Yapay Zekâ sınıfsız toplumun habercisi” gibi ilginç gelebilecek tezler ortaya atıyor. Konuya vakıf oldukça bu önemli tezin elbette insanın siyasi müdahalesiyle ete kemiğe bürünebileceğini anlıyorsunuz. Konuya açıklık getiren makaleleri önemle okumanızı öneriyoruz. Doğu Perinçek “Yapay Zeka, sınıfsız toplumun habercisi”, Prof. Dr. Semih Koray “Yapay Zekâ’nın insanlığın önünde açtığı yeni ufuklar”, sosyalizm pratiğinin içinden bir makale örneği sunan Yang Chen ise “Yapay Zekâ ve sosyalizmin geleceği: Çin’in yaklaşımı perspektifi” ile Çin devletinin konuya yaklaşımını ve sosyalizm açısından önemini incelemekte, Micheal Roberts “Robotlar ve yapay Zekâ: Ütopya mı distopya mı?” ve Teori Genel yayın Yönetmeni Kuntay Gücüm “Robert Owen önergesinin 200. yılında yeni toplum ve makineler” başlıklı kapsamlı incelemesini sunmaktadır. Keyifle okumanızı ve konuya katkılarınızı gerek Aydınlık, gerekse de Teori sayfalarında bekliyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Hayatın Özeti ya da Yeşil Mavi Hayat

Çukurova'da Fransız!a İlk Kurşun

Sosyal Stiller