Kayıtlar

Ekim, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emperyalistlerle İşbirliği İçinde Yapılan Bir "Kalkışma"

Resim
Salı, 10 Haziran 2014 16:40 Yaşadığınız ülke dünyanın neresinde olursa olsun, ister Ortadoğu’da, ister Afrika’da, ister Asya’da, isterse Güney Amerika’da olsun, eğer yaşadığınız ülke emperyalizmin baskı, denetim veya sömürü tehdidi altında bulunuyorsa, tek düşmanınız emperyalizmdir. Başka düşman aramanıza gerek yok. Yukarıdaki coğrafyalarda herhangi bir ülkede yaşayan herhangi bir etnik topluluksanız, sizin düşmanınız o ülkenin milli devleti değildir. İran’da Azeri, Irak’ta Türk, Rusya’da Çeçen veya Çin’de Uygur Türkü iseniz, sizin devletiniz İran, Irak, Rusya ve Çin’dir. Sorunlarınız olabilir, kimliğiniz reddedilebilir, diliniz ve dininiz engellenebilir ama kesinlikle ama kesinlikle düşmanınız o ülkenin devleti olamaz; çözümünüzü içerde birlikte yaşadığınız diğer halklarla birlikte arayacaksınız, emperyalistlerden medet ummayacaksınız. Emperyalizm çağında, etnik temelli her “kalkışma” baş destekçi olarak arkasında emperyalizmi buluyor, bunun bir anlam

Demirtaş'a 'Komünist' bir mektup

Resim
Cuma, 22 Ağustos 2014 12:37 TKP’deki bölünmeden sonra kurulan Halkın Türkiye Komünist Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Selahattin Demirtaş’a bir kutlama mektubu gönderdi. HTKP Merkez Komitesi imzalı mektup, TKP döneminde izlediğimiz PKK çizgisi ile arasına sınır çekmeye çalışan tutumdan vazgeçildiğini gösteren önemli bir belge niteliğindedir. “Emperyalizme karşı ortak mücadele” konusunda vurgularla dolu olan mektup, PKK-HDP-BDP çizgisinin emperyalizmle işbirliği yaparak “etnik hakları” sağlama konusundaki fiili politikasına en küçük bir eleştiri içermiyor. Bunun aksine Selahattin Demirtaş’ın seçim sürecindeki “samimi” açıklamalarının ülkemizdeki “sosyalizm mücadelesine” katkısı olacağını belirtiyor. Kısaca bu mektup, seçim sürecinde hiç de “hayret etmeden” tanık olduğumuz Amerikancı merkez basın ve yayın kuruluşlarının ve onların yazar ve programcılarının Selahattin Demirtaş’ı “parlatma” ve “sevimli” gösterme tutumuyla buluşuyor. 20.08.2014 tarihind

Aydınlık Söyleşileri. Edebiyatçı-Yazar Ahmet Yıldız'la Söyleşi

Resim
Kürtçenin dilbilgisi yapısını tartışalım Pazartesi, 22 Eylül 2014 13:28 Edebiyatçı, yazar Ahmet Yıldız’la son günlerde “Kürtçe okullarının” açılma girişimiyle yeniden gündeme gelen anadilde eğitim konusunu konuştuk. Yıldız, Kürtçenin dilbilimsel açıdan araştırılmasını öneriyor ve ekliyor  “Dünya üzerinda binlerce dil vardır. Ancak bunların çoğu bilim/edebiyat/hukuk dili olmaktan uzak. Bu ayıp bir şey değildir, bunları söylemek de ırkçılık değildir” - Kürtçenin bilim ve kültür dili açısından tartışılması konusunda ne düşünüyorsunuz?   Türkiye’nin yaşadığını, yaşayacağını 30 yıldır deyim yerindeyse burnundan getiren bir siyasal hareketi nihayet dil üzerinden, yani asıl tartışılması gereken “nokta” üzerinden tartışmaya açtığınız için teşekkür ederim. Bu siyasal hareketin tüm ideolojik varlığını “anadil” üzerine kurguladığını düşünürsek, sorunun ilk tartışılmaya başlanması gereken yer olması açısından çok geç bile kaldık düşüncesindeyim. Sorun, M. Bedri Gültekin ve Doğ

Aydınlık Söyleşileri, Silopili Aydın Guri Benzer'le Söyleşi

Resim
Silopili aydın Guri Benzer: Kürtçe tartışmaya açılmamalı Pazar, 28 Eylül 2014 12:47 ‘Kürtçe eğitim bölünme getirmez. Ancak ‘senin dilin işe yaramaz’ derseniz ona da ‘yaramaz’ demiş olursunuz. İçimizdeki korkuyu atalım. Yoksa bu tutum bölünmeye götürür’ - Bildiğiniz gibi son günlerde BDP’li belediyelerce Kürtçe eğitim yapma amacıyla okullar açma girişiminin ardından Kürtçe eğitim ülkemizin gündemine yeniden geldi. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyiz? Dört beş gün önce İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in Ulusal Kanal’da Kürtçe eğitimiyle ilgili söylediklerini dinlerken emin olun şoke oldum. Kürtçe için “Bilimsel değil, bilime katkı vermez, hukuk yapılmaz, tıp öğrenimi yapılamaz, arkeolojide yeterli değildir” gibi şeyler söyledi. Genel Başkan Doğu Perinçek’in bu söyleşisini baştan sona dinledim. Bakın tıp, arkeoloji ve hukuk sözcükleri Türkçe değildir. Bu sözcüklerin nereden geldiğini biliyoruz. Bugün Ortadoğu’ya bakıyoruz, bütün dünyaya bakıyoruz, bur

İkinci Dil Şehir Devletleri Demektir

Resim
Perşembe, 02 Ekim 2014 13:19 Anadilde eğitim bir demokratik hak veya insan hakkı meselesi değildir. İnsanlığın sosyo-ekonomik gelişimiyle ilgilidir. Eğer kabileleler veya şehir devletleri şeklinde birbirinden uzak bir hayat yaşayacaksak, her etnik topluluk en az 7-8 yüz yıl önce olduğu gibi kendi yoluna devam edebilir, kendi diliyle eğitim yapabilir. Ancak bu durum insanlığın denediği ve terketmek zorunda kaldığı bir tecrübedir. Dil, ulus devletlerin temelidir. Şimdi ulus devletlere itiraz edebilir, reddedebilirsiniz ama yerine şu anda koyabileceğiniz başka bir örnek de yoktur. Sosyalist devletler dahil milletler ulus devlet yapılanmasına göre örgütleniyorlar. Ulus devletler çağdaş ugarlığın temelidir. Sadece devlet işlerinin yürümesi için değil, günlük yaşamın devamı için ülkenin her yanında kolayca anlaşabileceğiniz ortak bir dile gerekesinim var. Bu bir tercih değil, zorunluluktur. Dünyada yaşayan 4000 dil olduğu biliniyor ama ancak 120 tanesi eğitim dili olabili

Aydınlık Söyleşileri, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart İle söyleşi

Resim
'AKP kendini kurtarmaya çalışıyor' Pazar, 26 Ekim 2014 13:55 AKP'nin Adalet Alt Komisyonu'ndan geçirdiği yeni yargı paketiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Paketle birlikte AKP'nin yargıyı ele geçirip kolluk kuvvetlerine aşırı yetki verdiği eleştirileri de var, terörle ve Cemaat'le mücadelede gerekli olduğunu iddia eden de. CHP Konya milletvekili Atilla Kart, paketi demokrasi yönünde geri adım olarak yorumlayarak 'partizan yargı geliyor” uyarısında bulunuyor. - AKP’nin yeni yargı paketiyle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Kamuoyunda daha çok özgürlükleri kısıtlayıcı ve polise olağanüstü yetkiler verilmesi öngörülen bu yargı paketi neleri getirip neleri götürecektir Paketi değerlendirdiğimiz zaman şunu görüyoruz. Görünürde 35 maddelik bir yasa teklifi var ama hayır, bu bir yasa tasarısıdır. Bu her nekadar millevekillerinin imzalarını taşıyor olsa da AKP döneminde bir klasik hale gelen kritik önemdeki düzenlemeler hep böyle yasa t

Aydınlık Söyleşileri. Mustafa Pamukoğlu ile Söyleşi

Resim
Ekonomide kalp krizi bekliyoruz Cuma, 17 Ekim 2014 09:45 Usta ekonomist ve gazetemiz yazarlarından Mustafa Pamukoğlu ile Türkiye ekonomisini ve yaklaşan ekonomik krizi konuştuk. Ekonomimizin zaten krizde olduğunu belirten Pamukoğlu, rakamlardaki düşüşe dikkat çekiyor. Üretim yapmadan büyümenin mümkün olmadığını belirten usta yazar, krizin belirtilerini madda madde sıralıyor. - Son bir yıldır ülkemizde bir ekonomik krizin gerçekleşeceği ekonomistler tarafından dillendiriliyor. Bu beklentiyi doğuran sebepler nelerdir? Aslında ekonomik kriz gelecek diye bir şey yok. Ekonomimiz teknik anlamda zaten krizde. Kalp hastasına benziyor. Devamlı dil altı hapı alıyoruz. Beklenen, yatağa düşürecek kalp krizi. Yani ekonomimiz hasta; ağırlaşmasından kaygı duyuyoruz. ÜRETİMDEN DEĞİL KUMARDAN KAZANIYORLAR - Peki neden hasta olarak nitelendiriyorsunuz? Öncelikle hangi dünyada yaşadığımıza bakalım. 20’nci yüzyıla kadar batı hem üretim hem de sömürgecilikle zengin oldu. Şimd